26 Ocak 2012 Perşembe

yalanın böylesi

yanıma geldi, saçları ıslaktı hala
gülüşünde güneş saklı ve yine yüzü
ay gibi, bir yeri hep karanlık- kendine dönük

saçındaki havlusunu yastığına serdi
yanıma uzandı.
baktım gözlerine..
siz hiç ölümle seviştiniz mi ?

gülümsedi bana dilimde kurt kapanları
güzel bir kadın, saçları dağınıkken de güzel olandır.
bana döndü,
sadece bakıştık

omzundan boğazımı ıslattım,
istemsiz gülümsedi
emel daara artık dediğim günleri düşündüm.
bir kez daha sevdim, bin kez daha öldüm.

senden şüphem yok benim işim
kaderle derdim ona.
ve derdim ona.
işaret parmağı dudağımda ve sessizliği dinlersin

kirli sakalımı temizledi öpücükleri
ruhumu tuval yapmış haberim yok
bazen
hiç bir kelime sevgiye yetmeyebiliyor.

aslında
ne ben onu gördüm ne o beni
yalan söylüyorum yine
bakma sen bana

geri "sayın"

5
sinir harpleri olur bazen bombalar patlar
oysa sen barıştan yanasındır, istemezsin
çocuklar ölsün
istemezsin kadınlarına tecavüz

4
sinir harpleri zorla çıkattırılır
efsunlu günlerin güneşi doğarken
sen senin nerde olduğunu ararsın,
buldum sanarsın ya havayı tutarsın ancak

3
okumana sebeplerin yoksa eğer
adımla okuma sende olsun bitsin
gazabımdan korkuyorsan eğer
tufanlarım gözlerimden de çıkar, bilirsin

2
seni şimdi...

1
...

iyi ol !

19 Ocak 2012 Perşembe

duasız cenaze

bazen, durup düşünürsün. hayat seni ender olarak yoğun düşünmeye sevk eder. bu düşünceler arasında yüzerken gelir aklına değerin anlamı. değerin değeri. değerin değeri olur mu? olur.

uzun süren çok samimi bir dostluğum az önce bitti. bu gün burda onun cenazesini kaldırıyoruz.
mutlu değiliz ama mutsuzda değiliz. bugün burda arkasından ağıtlar değil türküler yakıyoruz. bunlar eğlenceli türküler. bunlar hayat gerçeğini tokat gibi yüze vuran türküler. oysa ki ben düşünüyordum, hayatım da ne kadar güzel. sevdiğim benimle, dostum var, ailemi saymama lüzum yok onlar hep varlar. hayat bu kadar saçma olmak zorunda mı sanki bir film gibi, bilemiyorum. ama sorun hayatta değil, insanlarda.

bir kadın yüzünden ülkeler yıkılmış, dostluklar mı bitmez hiç?
ve o kadın parisin fahişelerinden ucuz olsa bile ne fark eder? yaşanmışlıklarımıza yaşanmayacakları katıp bir eyvallah diyip çıkarız yaşantılardan. çünkü sinirliyken söylenen sözler hem istenmeden çıkar hem de en saf duygu fırtınasının ürünüdür.

bana ettiği hakaretlere tepkim umarsızca sırıtmak oldu. çünkü küçük bir çocuğun babasına sinirlenip, şeker almadı diye, ona vurmaya çalışması gibiydi.

bazen boşluk sandığınızdan daha derin olabiliyor.

bazen sevginin de çürüdüğünü yada işgal edildiğini görebilirsiniz
ve o gün yıldızlar kaymaz ve parlamaz

ve o gün, hiç bir gün gitmeyecek bir sessizlikle kalırsınız.
enkazının altından bağır, sesimi duyan var mı?

son sözler her zaman hüzünlü olmayabiliyor. oysa ki insanlar içlerinde bir tutam güveni barındırabilselerdi durum böyle olmazdı. bilirsiniz ki o da bilir, kadınların dini olmaz.

bugün bu cenaze törenine katılan tüm herkese selam olsun.
hakkım, bela olsun.
hakkın, helak olsun

bu kez gerçekten hiçbir şey hissetmeyecek kadar öldüm.

ben gülmekten başka bir şeyden anlamam. ancak sana acı acı gülüyorum sevgili dostum, üzgünüm ki hala bende değerlisin. bir gün anlarsan eğer gerçeği, onca hakaretine rağmen gel, dost dediğin zor zamanda her halinle kabul eder seni.

ve şimdi giderken güzel bir tiran gibi
sen de mi brütüs, sen de mi?

8 Ocak 2012 Pazar

sinirler

sütün fazla geldiyse
burnundan getiririm sen merak etme
biçimsel olarak mükemmelim
bi sana gömerim
bi seni gömerim