anlarsa

yanıma gelişini özledim
dağılan saçlarınla gülüşünü
tırnaklarını boyamanı mesela
nasıl özeniyorsan, o kadar özledim

mel dam'a çıkıp türkü söyler
o gün ölüm zora gitmez
iyi okursa okursa o anlar
gerisi umrumda değil

çingenede gülsün, değil mi

çingene de gülsün, değil mi
, pet şişede sek su

bir sigara daha yaktım karanlığıma
ikisini bir çektim çünkü
bir anlığına

gelişin ne güzeldi oysa ki
bakışın ne güzeldi
sonbahar düşmüş saçlarına
bir damla olmak sadece
sadece
içinden geçip gitmek umarsızca

kendini benimle çeliştir
yapabilirsen yap bunu ?
benden sana nice yıllar
var adanacak.

kuzgun kendi leşini yer mi ?
farklı denizler yarattım ikimizin adına
bugün bir kez daha sevdim
oysa ki sen sarıldığında..

geleceksen rüyama,
kabusum olmana razıyım.

izmirlerle, sevgi.

geceleri kör ettim aylardır
seni daha iyi görebileyim diye
karanlıklarım kuyu oldu
mutluysan mutlusundur
ötesi yok.

ne yani seviyoruz diye sevişecek miyiz?
bu ki asil kanınızın karışmaması gereken
bir öyküdür leydim
sonu ölümlü sonu kötürüm

biliyorsam eğer bir şey

şüphesiz ki
sabrın sonu sensin sevdiğim.

d-eğer

samimi şekilde konuşmak lazım
eskisi gibi yazamıyorum
doğrudur
bugün kendime yeni bir başlangıç yaptım
biz marxtan gördük değeri
nietzscheden gördük değerin değerini.

eğer değeriniz kendini göstermiyorsa
eyvallah.

eğer değeriniz size gelmiyorsa
eyvallah.

eğer değeriniz size gelme diyorsa
eyvallah.

eğer değerinize bunları söylerseniz
fesuphanallah...

hoşçakalamayasın sevgilim.

afrika ülkelerinin sınırlarını ben çizdim.

hiç ses yoksa korkma

iç ses yoksa kork.

ve sanki tüm dünya tek bir ağız

kapalı durur,

olmamacasına yaşamak bu olsa gerek.

bırak kalsın kaldığı yerde

kimin umrundayız ki

kandığım sen ve

son gülecek, gülmezse...

hahaha

gıdıklada güleyim.

eğer kamboçya afrikada değilse

ben böyle dünyanın

haklıymışsın sevgilim

bence dışlanmışlık hissi kadar insana X-RAY gözleri veren başka bir şey yoktur. herkesin içini ancak o sayede görebilirsin. ve şunu da es geçmemek lazım: ben çok kez bir kişi için bir kişi tarafından herhangi bir kişi oldum. olmaz dedikçe oluyor. be şerefsiz derdin ne ben anlamadım ki?
hayata pozitif bakıp negatif sokuyorum. + can acıtır deyü.

kendini fazlalık olarak görüyorsa kişioğlu yahut fazlalık olduğu düşündürtülüyorsa yahut bunlar olmasa bile öyleymiş gibi oluyorsa muhakkak bunun tersi de olacaktır lakin ben alışkınım.ya sen?

ben isterim savaş olmasın. kişiliklerimiz çarpışmasın. denklik ayrılmasın, denge bozulmasın.

haklıymışsın sevgilim, çok çabuk inanıyorum.

kafama tüküreyim kafama.

ağzım fena bozuk ancak bu daha bişey değil. korkma dersem kork..

daha bu sabah rüyamda gördüm

oysa ki ne çok seviyoruz yarenim
hani şarapçıların kaldırımları
hani dilencinin mendili
hani çocuğun topu
hani bebeğe anne
hani yoksula para da
zengine acıkan göz.

hani iki farklı şehrin aynı kokusu
aynı güneş aynı yağmur...
oysa ki ne çok seviyoruz yarenim

bir kulaçlık mesafem var
kurban olduğum etme-eyleme
kimse anlamaz-bilemez
ölüm gibidir bu
ölmeden bilemez kimse.

kimse bizi anlayamaz.
şimdi bırak hepsini de

son bir yudum kaldın,
karıştırmam suyla.

bugün ilk kez kokunla uyuyacağım
ne çok üzmüşüm halbuki

beni affet.

güller ile müller arasında 7 fark

onu severim, onun umrunda olmaz
yolu sererim onurumda olmaz
eğer olmazsa derim, o nurumda olmaz
onus everim, onunum rundao lmaz.

haberi yok tabi doğal, bilmez kimse
ben resimlerini eritip göz kapaklarıma
yada duymak senden bir söz kulaklarıma
bunlarla yaşıyorum ve bu hiç umrunda olmaz.

o yüzden anlaşılması zor
konsülde kan içinde bir tiran
cumhuriyetim rejime girdi
umrunda olmaması umrumda olmazsa olmaz.

aktif halde sinirlenirsen olacak son budur
ben, beni bırak derken kibarca git diyen kadınlar bilirim
o yüzden bana masal okuma
çünkü kadınlar da şiir de, detayda, saklı bir ilim

resti çektiysen, ellerin dert görmesin.

rrrr

hayat dali kurukafası gibiydi bana göre. öyle ona anlam yüklemeyi bırakalı çok olmuşken sadece benzetme yapmak istemiştim. gibiydi çünkü. ve yeterlerim vardı. yeter dedim. deden kimi hamile bıraktıysa o senin ananen olmaz her zaman. yeter artık ki arkadaşlık vajinaya takas edilir biz kültür oluşturduk oluşturalı. çünkü öyledir. öyle olması gerekmiyorsa bile öyledir. işin ilginç tarafı eksiklik duymuyorum ve bu beni rahatsız ediyor. yine eski haller ortaokul öğretmenin seni görüpte o ne hal demesi kadar ilginç haller. aynı zamanda bi yiyecektir haller. böyle çikolota kaplı içinde gofret gibi ama değil gibi de bişey olan arasında krema var yuvarlak iki tane bişeyin-yenilebilir bişeyin- ismi haller. güzelde tadı var. tekerrürlerimden bıktım artık. içimdeki sıkıntı kat kat artmaktan başka bir şey yapmıyor. bu.. siz insanlar nasıl diyor.. hmmm.. ben bilmiyor.. yok kelime bunda ben öğrenmedi. yani o kadar garip işte. ne bok anladın desem bi bok anlamadığına eminim. işte bu kadar karışık ve anlamsız bir ruh hali içindeyim. aynı anda onlarca şey düşündüğümü farkediyorum ve bunları düşünürken aslında ben bunları düşünmüyorum diye de düşünüyorum.

- ne o canım rahatsız mı oldun? kıyamam ya.. geçenlerde aynaya bakmıştın da göz göze gelmiştik ya, o an anladım ki hastalığımız aynı. sende bensin. sen de bensin. bensin de. mutluluk ise mersinde. demedi deme. çünkü r çok havalı bi harf. bilmiyorum yıllardır öyle gelir bana. ilk öğrendiğimde r yi çok etkilemişti beni. r.. a öyle değil bak. tamam o da güzel ama r bi başka. r de akıl sır ermeyen böyle bi sempati ama bi otorite de var. e çok yavşak mesela. f nötr gibi. bilmiyorum saf çocuk gibi f. her denilene inanır f. c asabi mesela. c olmak istemezdim. fazla sinirli olmak iyi değil. j avrupa görmüş geçirmiş böyle bi fransayı ellemiş ispanyayı dillemiş portekizi bellemiş gelmiş j. öyle bi havalı. ama zengin havası. g biziz ama. kafası belli de beli bükülmüş. gariban anadolu halkı işte. kafa var bel bükük garip bi şekli var. ama en güzeli r bak sen boşver. keşke adım sadece r olsaydı. sonra bi çocuk vardı dedi kavgaya gittik mi bizde r olmaz. ne diyo lan bu demiştim de meğer geri vitesten bahsediyomuş. ne gülmüştüm. salak adam. çünkü bazen bizler evrenin tüm çiçek kokularını içimize çekiyorken sinirden ağlarız. sinirden yumruk oluruz. sinirden darağacı oluruz. vakai vakvakiye oluruz. samimiysen yavuz sultan selim olursun. tabi o da göreceli bi kavram. algı eşiğinle doğru orantılı. sana bi sır verirdim ama sır verilirse sır olmaz. yaşasın 23 nisan !

yalanın böylesi

yanıma geldi, saçları ıslaktı hala
gülüşünde güneş saklı ve yine yüzü
ay gibi, bir yeri hep karanlık- kendine dönük

saçındaki havlusunu yastığına serdi
yanıma uzandı.
baktım gözlerine..
siz hiç ölümle seviştiniz mi ?

gülümsedi bana dilimde kurt kapanları
güzel bir kadın, saçları dağınıkken de güzel olandır.
bana döndü,
sadece bakıştık

omzundan boğazımı ıslattım,
istemsiz gülümsedi
emel daara artık dediğim günleri düşündüm.
bir kez daha sevdim, bin kez daha öldüm.

senden şüphem yok benim işim
kaderle derdim ona.
ve derdim ona.
işaret parmağı dudağımda ve sessizliği dinlersin

kirli sakalımı temizledi öpücükleri
ruhumu tuval yapmış haberim yok
bazen
hiç bir kelime sevgiye yetmeyebiliyor.

aslında
ne ben onu gördüm ne o beni
yalan söylüyorum yine
bakma sen bana

geri "sayın"

5
sinir harpleri olur bazen bombalar patlar
oysa sen barıştan yanasındır, istemezsin
çocuklar ölsün
istemezsin kadınlarına tecavüz

4
sinir harpleri zorla çıkattırılır
efsunlu günlerin güneşi doğarken
sen senin nerde olduğunu ararsın,
buldum sanarsın ya havayı tutarsın ancak

3
okumana sebeplerin yoksa eğer
adımla okuma sende olsun bitsin
gazabımdan korkuyorsan eğer
tufanlarım gözlerimden de çıkar, bilirsin

2
seni şimdi...

1
...

iyi ol !

duasız cenaze

bazen, durup düşünürsün. hayat seni ender olarak yoğun düşünmeye sevk eder. bu düşünceler arasında yüzerken gelir aklına değerin anlamı. değerin değeri. değerin değeri olur mu? olur.

uzun süren çok samimi bir dostluğum az önce bitti. bu gün burda onun cenazesini kaldırıyoruz.
mutlu değiliz ama mutsuzda değiliz. bugün burda arkasından ağıtlar değil türküler yakıyoruz. bunlar eğlenceli türküler. bunlar hayat gerçeğini tokat gibi yüze vuran türküler. oysa ki ben düşünüyordum, hayatım da ne kadar güzel. sevdiğim benimle, dostum var, ailemi saymama lüzum yok onlar hep varlar. hayat bu kadar saçma olmak zorunda mı sanki bir film gibi, bilemiyorum. ama sorun hayatta değil, insanlarda.

bir kadın yüzünden ülkeler yıkılmış, dostluklar mı bitmez hiç?
ve o kadın parisin fahişelerinden ucuz olsa bile ne fark eder? yaşanmışlıklarımıza yaşanmayacakları katıp bir eyvallah diyip çıkarız yaşantılardan. çünkü sinirliyken söylenen sözler hem istenmeden çıkar hem de en saf duygu fırtınasının ürünüdür.

bana ettiği hakaretlere tepkim umarsızca sırıtmak oldu. çünkü küçük bir çocuğun babasına sinirlenip, şeker almadı diye, ona vurmaya çalışması gibiydi.

bazen boşluk sandığınızdan daha derin olabiliyor.

bazen sevginin de çürüdüğünü yada işgal edildiğini görebilirsiniz
ve o gün yıldızlar kaymaz ve parlamaz

ve o gün, hiç bir gün gitmeyecek bir sessizlikle kalırsınız.
enkazının altından bağır, sesimi duyan var mı?

son sözler her zaman hüzünlü olmayabiliyor. oysa ki insanlar içlerinde bir tutam güveni barındırabilselerdi durum böyle olmazdı. bilirsiniz ki o da bilir, kadınların dini olmaz.

bugün bu cenaze törenine katılan tüm herkese selam olsun.
hakkım, bela olsun.
hakkın, helak olsun

bu kez gerçekten hiçbir şey hissetmeyecek kadar öldüm.

ben gülmekten başka bir şeyden anlamam. ancak sana acı acı gülüyorum sevgili dostum, üzgünüm ki hala bende değerlisin. bir gün anlarsan eğer gerçeği, onca hakaretine rağmen gel, dost dediğin zor zamanda her halinle kabul eder seni.

ve şimdi giderken güzel bir tiran gibi
sen de mi brütüs, sen de mi?

sinirler

sütün fazla geldiyse
burnundan getiririm sen merak etme
biçimsel olarak mükemmelim
bi sana gömerim
bi seni gömerim