4 Eylül 2011 Pazar

D-N-M-1-2-3

edebiyat kartları önünde bakışıyorlar namık kemalle karşısında tevfik fikret onun arkasında cevat şakir..

neye yaradı şimdi içine sıçtığımın eğitim sistemi bana kürk mantolu madonna'yı okumadan ezberletti.
islam öncesi Türk edebiyatından günümüze kadar süregelen bütün edebi eserler
dönemleri
yazarların hayatı
eserlerin konusu
eserlerin türü

ben şiirlerimi buna göre yazmıyorum. kimseye göre yazarım aslında kendime göre. çünkü edebiyat tektir.

daha dün okuttum ona yazdığım şiirleri aslında okuması taraftarı olmamama rağmen o an semai bir enerjiyle oku dedim. adımla okudu. sevindi mi üzüldü mü ne hissetti ne yaptı bilemiyorum. iyi mi oldu? onu içeren herşey iyidir.

onu içeren herşey iyidir. çünkü o iyidir. o iyidir.çünkü.
çünküsü yok.
iyiliğin bir sebebi olamaz. eğer iyi olmasından bir çıkar elde ediyorsa ve bunun farkındaysa o noktada kötü olur

tıpkı cennete gitmek için ibadet yapan yaklaşık 3 milyar insan gibi.

ucunda cennet olmasa hiçbiri ibadet etmez. iyi insan olmak hiçbirinin umrunda değil aslında. kadın sex uyuşturucu şarap sonsuzluk her istediğinin olması. cennette kesinlikle eğlenceli insanlar olmayacak. bu kesin.

ben cennete gitsem mesela canım kola içmek ister. internete girmek isterim yazılar yazmak isterim. sigara içmek isterim. dövmelerim yine dursun isterim. küpelerimde öyle. eğitim sisteminin içindeki pavlov'un köpeğine sordum : evladım orda onları istemeyeceksin bile, dedi.

şaşırdım bende niye istemeyeyim ki? güzel bir hamburger, kahve falan isterim. hani cennette her istediğim olacaktı? neyse ya şartlı refleksleriyle onlara mutluluklar dilerken ben tekrar kendime dönmek istiyorum.

bambaşka bakıyorum dünyaya kadınlar umrumda değil
para umrumda değil
maddesel hiçbir şey umrumda değil

ne umrumda biliyor musun, okuyamayacağım milyarlarca güzel kitap olması..
dinleyemeyeceğim harika şarkılar olması umrumda mesela
beni şaşırtacak bilgileri artık duyamama olayı benim umrumda.

sonra bana gelipte demeyin sevdiğim "beni takmıyorsun" diye.

afedersiniz siz bu sistem içinde nesiniz ki ?
kitap olsan takardım
melodi olsan takardım

senin bana yaşatacağın yüz milyar duyguyu herhangi başka biri de yaşatabilirdi farklı yerlerde doğsaydık. ama o kitabı okumanın o melodiyi duymanın zevki tektir.

üstelik takmak nedir ki ya? nerdesin napıyosun kimlesin o kim niye yanında ne zaman dönüyorsun gidince napıcaksın şimdi napıyosun dün naptın kakam geldi. bildiğin kakam geldi bu tip insanların üstüne sıçmak istiyorum. ya bu mudur ilgi? bu mudur takmak? bu bildiğin sorguya çekmektir! sen kimsin ki beni bu şekilde sorguluyorsun? ha güvenirsin benim sevdiğim ne yaptığını bilir dersin arada bir de yoklarsın. bildiğin, düpedüz yaptığın tasma takıp dolaştırmak.

bence ilgi karşındaki insanı dinlemektir ve onun ihtiyacı olduğu zaman yanında olabilmek onun derdini kendi derdin bilmektir. beraber olmak ince düşünmektir kısaca.

hırsız-polis oynamak değil.

D-N-M-1-2-3

sikmişim azizeyi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder